15 Ağustos 2011 Pazartesi

Şey Derg...!'^+%&/()=?_


Yeni yayına şu bağlantıdan ulaşın: Şey Derg

28 Ocak 2011 Cuma

Boş heş etmek


Çok boş konuştuğumu hissediyorum şu aralar blogsever kardeş. Siteye anket koydum, oyumu da verdim. Benden kelli 7 kişi daha oy verdiydi. Şimdi girdim baktım herkes verdiği oyu geri almış. Yahut google bana bir artislik yapıyor.

Nası bi dünya lan burası. Zaten hayata küsmüşüm bir de blogger okuyucusu vuruyor. Barış demişti verme yiyorlar bu okuyucular demişti. Bundan sonra tövbe klişe vermem. İşte sonuncusu: "Sultan Sülüyman bekleğ." Klişe bitti. Se fini. Di end. Finito.

Helsinki'de ne farkettim, güzel birşey oldu. Bu blogun İzmir istatistiklrinin tavan yapmasının nedeni benim giriyor olmam sanıyordum. İşte kayıt girdikten sonra görüntüleme falan gibi şeyler yüzünden İzmir öyle abartılı rakamlar veriyor sanıyordum. Meğerse ben Helsinki'den girince gene 10 giriş falan görünüyordu Helsinki, İzmir içinse denişiklik olmamıştı imsakiyede.

Neyse bulaşmamak lazım böyle egotik bekotik işlere fazla. Şiir yazmak lazım Uğur. Para desen şiirde, kız desen... sen biliyorsun kimi dediğimi. Çok ekmeğini yeriz biz o zanaatin. Amma öyle dandirik işler yapmayacaksın, öyle antin kuntin avangartmış. Suyu mu çıktı memleket hasretinin, sevgili özleminin. Ne o öyle son günlerde sürekli Dada da dada. Bak söylemesi bile zor Münir, delirtmeyin beni.


Abi, Liman da o siteye yorum yazacak yer koysun artık. On kere söyletmeyin. Aman diyeyim. Spora şiir bulaştırmayın, ne o öyle yen dedik yendin filan, hiç yakışmıyor Ali Kırca, yaşından başındaki ak telden utan, oynadığın eğitici filmlerden utan. Sonuçta Deprem Dede'den sonra en tontiş adam sensin şu ATV ekranlarında.

Franko Buskas da Şizofren Şiir Manifestosu yayımlamış, bulamadım hiçbiryerde, ulaşabileceğimiz bir yere koyarsa hiç fena olmaz. Suphinin ordayım.

26 Ocak 2011 Çarşamba

Yağmurda konuşan mı daha çok ıslanır, yürüyen mi?


Yüzyıllardır insanoğlunun aradığı yanıt sonunda bulundu. En son NTV Bilim Yayınlarından çıkan Felsefe derskitabında da vurgulandığı gibi Herakleitos'tan Derrida'ya kadar herkesi felsefe yapmaya sürükleyen soru bilimsel olarak açıklığa kavuşturuldu.

...

Yazının tamamı için tıklayın

(eşit blog)

25 Ocak 2011 Salı

Değişim


Değişmeyen tek şey değişimdir zırvalarıyla baş ağrıtmayacağım. Özellikle blogger'dan takip edenler çün duyurmak istedim. Uğur E., Erdi, ve Pitey'in aşağılamaları üzerine temayı değiştirdim, başdan yaraddım. Yeni bir anked koydum. Şüphesiz ki gelip oy vererek fikrinizi belirtirseniz sevinirim.
(Son seçenek hariç hepsini iyi görüş kabul edeceğim.)

Sevgilerle.

24 Ocak 2011 Pazartesi

Kaşıııkk!

Kaşığın yaşamımızdaki önemi büyüktür. Şimdiye dek medyada da birçok kez kullanılmıştır. Örneğin "402 Numaralı Sınıfın Çocukları" dizisinde, Poly, Litvanyalı kökenine göndermeler yaparken, kaşığın önemini her fırsatta vurguluyordu. Yine "The City"nin büyük süperkahramanı Kene (the Tick), düşmanlarını alt etmek üzere ileri atılırken kaşıktan feyz alıyordu, ve herkesi dize getiriyordu. Son yılların yarı anti yarı düz kahramanı Neo, Matrix'in sırlarını çözmeye çalışırken kaşığı kullanıyor, arkadaşı Morpheus'u kurtarmaya giderken kaşık ona yol gösteriyor ve inanç veriyordu.

Şu an aklıma gelmeyen bir çok popüler ve popüler olmayan durumda, kaşık çok kez takdir edilmiştir. Peki biliyor muydunuz? Kaşığın inanılmaz derecede etkisiz bir cinayet aracı olduğunu...


23 Ocak 2011 Pazar

Bu yalnızlık, bu deney

Ben ustama posta koydum koyalı
hayatın sırrını çözmüş adamım
çok düşündüğün hayatın sırrı
350 gram poşet ile
bir dirhem baklavadadır.

Milenyum milenyum dedikleri geleli
oluyor bir on yıl kadar
gözümüze görünemez göze
görünmez postmodernler.