15 Ocak 2011 Cumartesi

2010 İstatistiğleri

İzlediğiniz günlüğe internet üzerinden erişime dair istatistik bilgileri aşağıdaki gibidir:

Anahtar kelimeler
1. denge esentürk
2. liman mehmetcihat
3. yo anakin değil
4. ücra münir yenigül
5. denge esentuk
6. ustasınapostakoyanjedi
7. bağa mı didin
8. nobre'nin tribünlere koşmasıydı
9. aras keser
10. nazmi cihan beken
11. münir yenigül
12. izmirli şair gençlere
13. apaçi şiirleri
14. uğur eymirli
15. barış çetinkol
16. hayri çömlekçi
17. murat üstübal
18. anakin değil
19. sonat şiir
20. ahmet güntan
21. parçalı ham
22. blogger denge esentürk
23. cuma esentürk
24. fayrap
25. ikimiz bir ağaç şiir
26. komançi ne demek
27. komançi nedir
28. maurice de bevere
29. melis çalışkan şiir
30. merci melsi
31. obama sosyalist
32. orhan veli şiirleri
33. redkit travis
34. son at aras keser
35. the partisan çeviri
36. yutub
37. ikimiz da yoğolsak nolur üzülüyorum basbayağı
38. ilhan berk ödülü
39. sinema kampüs ege üniversitesi
40. anakin in gerçek adı
41. apaçi dediğin buna denir
42. apaçi zeki
43. denge esentürk cevab veremedi
44. doğan cüceloğlu doğan çay
45. free sex video
46. honduras ırk ı
47. iki travis erkek şi
48. izmirli travis kızlar
49. kerim gerilla
50. komançi apaçi son para
51. konuşma dediğin nedir ki kitabı
52. küçükpark görsel
53. masculin féminin: 15 faits précis (1966)
54. metin eloğlu
55. metin eloğlu solcu mu
56. mor kitaplı kapak
57. ne yaa of
58. nudewife blogspot.com
59. pitey gonca özbay
60. pompeii ulaşamayan sasani akınları
61. siir arkadaslik para degil
62. slak apaçiler
63. smart casual kot olur mu
64. ulaşım şiirleri
65. virginia ledoyen
66. yabancılaşmak şiir
67. yaşlanıyoz mu ne
68. üst geçidin merdiveninde apaçi
69. ş dergisi

Yerler
  1. İzmir, İstanbul, Ankara, Adana, Kavaklıdere, İçel, Manisa, Bursa, Kütahya, Muğla, Konya, İzmit, Balıkesir, Çanakkale, Gebze, Çorlu, Eskişehir, Samsun, Erzurum, Antalya, Diyarbakır, Gaziantep, Trabzon, Antakya, Aydın, Elazığ, Kayseri, Adapazarı - Türkiye
  2. Bohum, Köln, Essen, Düseldorf, Erkelenz, Bendorf, Hanover, Hamburg, Volfsburg, Berlin, Nüremberg, Münih, Karlzruhe, Ştutgart - Almanya
  3. Helsinki, Turku, Pargas, Oulu - Finlandiya
  4. Moskova, Yaroslavl, Leningrad - Rusya
  5. Toronto - Kanada
  6. Kaliforniya, İdaho - ABD
  7. Londra - Birleşik Krallık
  8. Rijswijk, Utrecht - Hollanda
  9. Zürih - İsviçre
  10. Viyana, Modling - Avusturya
  11. Kosice, Nitra - Slovakya
  12. Viçenza- İtalya
  13. Tallinn, Haapsalu - Estonya
  14. Bakü - Azerbaycan


  • 365 gün içinde iteye 759 eşsiz (unique) giriş yapılmış.

2 Ocak 2011 Pazar

One of these days I'm gonna get organized, by Travis Bickle

Bu da benim uyuşukluğum...

Reverse





Türkiye'ye döner dönmez Jön Türkler'i daha bir iyi anladım ve yaptığım ilk şey kusmak oldu. Şimdi Yerdeniz'in sonu, başlamalar ve sessizliğin bitmesi demek oluyor. Sizleri 3 dakika 55 saniyelik saygı duruşuna davet ediyorum. Şöyle buyrun: Saygı Duruşu Linki.

12 Kasım 2010 Cuma

Umartesi bir yalandan ibarettir


Sizin hiç şiiriniz oldu mu? Benim bi kere oldu. Yıllar geçti, yayımlanmadı kör oldum.*

Duygusal olarak bağlandığınız işler asla takdir görmüyor. Görmesi gerekir mi? Belki görmemesi daha iyi, ama insanoğlu sorguluyor "böyle mi yapmalı" diye. Şiiri fransıza gösterdim ritm dedi. Ne anlasın elin fransızı türk şiirinden demeyin, alemdardan çok anlıyor.**

Yıllar geçecek, yaşlanacağız ve bu kalacak. İnsanın umutsuzlukla yaptığı şey reddedildikçe başka umutsuzluklara sarılıyor.***

Şiir bitti.****


*Şair burada şiirin arkasından sesleniyor.
**Burada şair giden şiirin arkasından bakakalıyor.
***Şiirin arkasından giden şair burada bakakalıyor.
****Şiir burada arkasından bakakalana bakmıyor.

2 Kasım 2010 Salı

Ağartma işleri



Kurosaki Ichigo'nun ortalıkta sürekli Bankai'siyle dolaştığını farkettim yenice.

Burada saat 20.25 ama güneş batalı beş saat oldu. Şimdi uyku vakti. Yahut ders çalışma. Bense Soul Society'nin Aizen'le savaşını izliyorum.

Aizen denen dallamanın, dahası Urahara'nın ve Yurouichi'nin neden Japonya'da milyon tane semt, kasaba, kent, köy varken neden Kurokara Kasabasını seçtiği de ayrıca merak konusudur.

Öteyandan Şinigamiler de gerçek değil, neden sorguladıysamartık.

30 Ekim 2010 Cumartesi

Ekim





Dün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 87nci yıldönümü dolayısıyla, Helsinki Büyükelçiliği'nin verdiği resepsiyona katıldım.

İki gün evvel resmen davetiyeyi almış, iki hafta evvel de sözlü daveti almış, çok şaşırmıştım. Dün ise herşey açığa çıktı. Meğerse Sayın Büyükelçi beni sonAt'tan tanıyormuş ve Helsinki'de olduğumu görünce tam iki ay öncesinden talimat vermiş çalışanlarına, resepsiyonu benim de şereflendirmem için.

Ancak gittiğimde pek hoş karşılandığım söylenemez. Adının açıklanmasını istemeyen bir elçilik çalışanı bana bunun sebebinin sakallarım ve kıyafetim olduğunu söyledi. Sevgili elçim, beni uyarıp utandırmak istememiş, ama kıyafetimden dolayı rencide olmamak için benimle birlikte fotoğraf çekilmesini isteyen gazetecileri nazikçe reddetti. Ben de fotoğraf çekilmeyi çok seven bir adam değilim sonuçta. Ne iyi elçiler var şu dünyada.Gerçi ben de çok kötü giyinmemiştim. Câvurların "Smart Casual" dedikleri meretten giyinmiştim.

Velhasılı onur, şeref biraz bahaneydi. Rakı bulmaya gittim işin doğrusu oraya. Zira Helsinki'de kolay rakı bulunmuyor. Bulduğun da 24 eur. E insan haliyle bir kere alabiliyor rakıyı. Gittiğimde ise sadece rakıyla yetinmedim. Köfte, tavuk şiş, döner, sigara böreği, yaprak sarması ve baklava buldum yedim.

Derken dört eczacılık öğrencisi geldiler. "Sen öğrenci misin" diye sordular, "karikatüristim" diye cevap vermek isterdim ama demedim tabi. Öğrenci olduğum her halimden belli değil miydi? Şüphesiz ki herkesin takım elbiseli, kıravatlı, beyaz gömlekli, siyah pabuçlu olduğu bir ortamda, lacivert kareli gömlek giyip gömleğin altından çıkan "metalci siyahı" renkli tişört, eskimiş bir kumaş pantolon ve kahverengi bot giyenler bizden değildir.
Muhabbet falan ettik gençlerle, sanki kırk yıllık Helsingissa'ymışım gibi ahkam kestim ben bunlara, üç duble rakıdan sonra bırakın olsun o kadar.

Davette salmiakki* de var idi. O kadar Finli'nin olduğu yerde kaçınılmaz tabi bu. Yemedim tabi.

İşte böyle geçti, yolu yarıladık, Dante-Tarancı örneği.


*Salmiakki, bir çeşit Fin şekerlemesi. Finliler bunu çokseviyor ama garanti ederim ğrenç bir tadı var. Elastik bir rakı veya pastis şişesini çiğniyormuşsunuz gibi bir his veriyor. Zira Anason ve tuz içermekte ama allahın Finlisi ne bilsin tabi şekerlemenin tatlı olması gerektiğini. İşte çok para kazanmakla, refah içinde yaşamakla, anayasal hakları, insan haklarını geliştirmekle uygar olunmuyor.