16 Şubat 2010 Salı

Passenger / Deftones


Yolcu

Buraya büzülüyorum
Hâlâ, soluk soluğa
İşte hep olduğu gibi
Hâlâ dahasını istiyorum
Yandaki dikiz aynalarından
Kim takar geridekileri
İşte hep olduğu gibi
Hâlâ senin yolcunum
Deri yüzeylere geçirilmiş, iliştirilmiş krom düğmeler
Bu gibi şeyler ve öbür şanslı tanıklar
Beni yatıştırmak üzere
Ama bu kez hoşgörmeyeceğim
Daha hızlı sür
Arabanın camlarını aç
Bu serin gece havası pek meraklı
Bırak tüm dünya içeriye baksın
Kim ne bekler ne görür ki
Ben senin yolcunum
Ben senin yolcunum
Yık bunları ve
Üzerime geçir
Hoş rahat koltukları
Dizlerine minder olan
Şimdi beni yatıştırmak üzere
Beni bir daha dolaştır
Sakın kenara çekme
Bu kez daha hızlı süremez misin
Arabanın camlarını aç
Bu serin gece havası pek meraklı
Bırak da tüm dünya içeriye baksın
Kim aldırır, kim neyi görür bu gece
Arabanın şu buğulu camlarını aç
Soluğumu yakalayan
Ve sonra yürü ve yürü ve yürü ve götür beni
Evime ve geri buraya
Beni bırakma
Götür beni kıyıya

Çeviri: D.E.

30 Ocak 2010 Cumartesi

Red Kit'ten sert yanıt



Asıl adı Lucky Luke olan Red-Kit'in bildiğimiz adı sanırım Halit Kıvanç tarafından yazınımıza kazandırılmıştı.

Oğuz Atay'ın "Korkuyu Beklerken"inde sigara içilmesine gelen ceza tiyatrocuları kızdırmıştı. Bakan da "Sanat sanat deyi deyi çocuklarımıza kötü örnek olacaklarsa yakınmanın anlamı yok" demiş. Ulan örnek alıp sigaraya başlayacak çocuğun o oyunda ne işi var? Hem sanatçı adam istediğini yapamayacak da bu dünyada kim yapacak? E tabi sansür kapsamında değerlendirilmedi bunlar hiç bir ağızdan. Ben görmedim. Demokratikleşmeden söz eden bir hükümet, sözlerinin nasıl da palavra (palabra: İsp. söz, sözcük, laf.) olduğunu ancak böyle kanıtlayabilirdi.

Bugün sigara yasağıyla sanata sansür getiren adam yarın teşhircilik kapsamında tiyatroda sinemada cinsel cinsel sahneleri kötü örnek oluyor, çocuklar küçük yaşta cinselliğe başlıyor, diye yasaklar valla. Benden söylemesi.

Red-Kit'i örnek alsınlar demiş bakan bir de. Bak, demiş, Red-Kit'in yazarı sigarayı attırıp ot aldırdı; siz de öyle yapın. Senin sanat anlayışına ilk olarak kültür bakanın karşılık vermiyorsa sıçayım öyle hükümete. Demokrasilerini de alsınlar, doooğru amrikaya, hondurasa, iran'a. Hadi canım başka kapıya.

Ayrıca Sayın Sağlık Bakanımız Recep Akdağ da Red-Kit'in yazarının adını bilmiyormuş. Hey gidi Morris*, kaynak belirtmeden alıntı yapıyorlar eserlerinden.

*Maurice de Bevere (Morris) : Red-Kit serisiyle bilinen Maurice de Bevere'in müstear adı Morris'tir. 2001 yılında ölen Morris, arkasında pek güzel nesiller bıraktı. Belçika'da doğup Belçika'da ölen Morris vahşi batıyı aslında hiç görmemiş.

27 Ocak 2010 Çarşamba

Yaşar Kurt - Korku



Yıllar önce hazırladığım bir videoydu bu. Lise gibi. İngilizcem de şimdikinden kötü değildi. Dünyaları değiştirmek isteyenler için bir çaba. Küçükçe bir çaba. Yıllar sonra yutub hesabıma girip de karşılaştığım bir olay.

25 Ocak 2010 Pazartesi

İşte bu faşizmin-

Faşizm sadece reytingiçinhaber programlarına çıkmakla olmuyor. Onuruyla ölen gazetecilerin arkasından isim muhabbeti yapıp küfürler etmek de tatamam kafatasçılık.

Sizin dininizi de görüyoruz, elbet bizi de ezer, kim gelirse gelsin yolunuza devam edersiniz sayın dinibütün. Beyaz berenizi görüyoruz. HRANT'a giydirdiklerinizi, siyah şemsiyelerinizi de.

Bu yüzden oradasınız, orada kalacaksınız. Senin popülizmin, kıçında açacağın siyah şemsiyen varsa bizim de inancımız var. Belki beyaz berenle gazeteci öldürmüyorsun ama, belki de sırf ermeni olduğu için şerefsizlik ediyorsun.

Şiir dışında her yol var.

20 Ocak 2010 Çarşamba

Obama sosyalist Miii?


Son günlerde dünyanın kafasını kurcalayan bu soruyu yanıtlamak istiyorum artık. Uzun araştırmalar sonucu vardığım sonuç şu ki; HAYIR.

Asıl anlamadığım bırak komünistliği, elin amerikalısı, sosyalistliği bile hakaret olarak söylüyor. Dilsel açıdan biraz daha masum görünüyor ya sosyalizm, ondan diyorum. Amerikan rüyasının kirletmediği bir kelime. Sonuçta siyasetçi toplum için birşeyler yapmak durumunda kalıyor. Kardeşleri Bilim ve Sanat'ın aksine siyaset toplumla daha içli dışlı.

Ama sağlık güvencesi politikası yürütmek insanı komünist yapmıyor.
Obama Nobel'i geri versin; Yemen'den, Kuzey Kore'den ve Filistin'den özür dilesin; Irak'tan, Afganistan'dan, Somali'den ellerini çeksin; Küba'dan ve İran'dan ambargoyu kaldırsın; Çevre sözleşmelerini uygulasın, dönüştürülebilir/yenilenebilir enerji alanına kaynak aktarsın; Kızılderililere haklarını iade etsin; Türkiye'de, Latin Amerika'da ve Afrika'da yaptığı darbeler yüzünden özür dilesin; Doğu Avrupa'daki o renk cümbüşü devrimlerin kaynağını kessin; sonra karalayın Obama'yı istediğiniz kadar. İster Sosyalik deyin, ister gomanist, isterseniz anarşik.


dn: Jedi resmi http://ucuncudalgageliyor.blogspot.com/2009/02/obama-baslangici.html adlı siteden aşırılmıştır.

18 Ocak 2010 Pazartesi

Depremler Tsunamiler



Çok değil 10 yıl önce, Gebze-Düzce Depremleri'nin arkasından akıllı bir abimiz, amcamız, Gebze depremini verilen askeri bir partide içilen rakılara bağlamıştı. Hemi de deprem, doğru bir kriter olmasa da, Türkiye'nin en dindar bilinen illerinden birkaçını etkilemişken.

Şimdi de dallamanın biri çıkmış, Haiti'de ölen binlerce insanın, Fransa'ya karşı verilen özgürlük mücadelesi sırasında şeytanla anlaşma yapmalarına bağlıyor.

Köşeye sıkışan kedi kaplan kesiliyor değil mi? Din adamları güçlerini yitirdikçe nasıl da saldırıyorlar, olur olmaz işlerin üzerinden.

Sana yaşama hakkı görmüyorlar ey siyah insan, diyesim geliyor ama beyazı sarısı nasıl yaşıyor ki.